Monday, January 19, 2009

Bi biyografi okudum...

Her aksam isten cikip eve gelirken diyorum ki tamam bu aksam yazcam bloga sonra ne oluyor bilmiyorum yataga giderken diyorum ki neyse yarin aksam yazarim gunler bitmiyor ya, ama ben hep bole diye diye bitti gunler...
Bi biyografi okudum hayatimi degistirdi diyecegimi bekliyorsaniz yaniliyorsunuz. zaten kiminkini okudugumu soylesem degismeyecegini sizde anlarsiniz. Madam Curieyi okudum aman dedim ne guzel seyler yapmis vatanin askina buldugu maddeye polonyum bile demis, akilli kadinmis sorbonne da kursuye cikan ilk kadin profesor olmus diye etkilendim, nobelini okuyunca bi kere daha icimden offf ya ne basarili kadinlar var diyip sevindim ama ben niye ole deilim diye yerinmedim.. hayir nereye yerincem ki zaten polonyum, radyum bulunmus kimya dersini alan herkese kabus olan periyodik cetvel tamanlanmis ben zaten simdi bi madde bulsam nereye konacak o cetvelde. o cetvel bole kendi halinde birer basinda hidrojen ve helyum cikintilariyla bi tarafta asal gazlari, diger tarafta halojenleri ve alkali metalleriyle zaten olmus bitmis birseydir, benim olasi maddeme cetvelde yer bile yok su anda.
Sizde okuyun eger cok etkilenirseniz; hepimiz birer madde bulup cetvelin sag alt bosluguna civanin altindan radonun altina kadar bisiler ekleyebiliriz, ya da daha cok element bulursak bence direk o aykiri iki siralik diziye ucuncuyu ekleriz...

Friday, January 2, 2009

Yeni yil, yeni beklentiler, yeni kararlar...

Bitti gitti koca bi sene, daha gecen senenin basinda aldigim kararlarin bi kismini yerine getiremeden, bu yeni yila her insan gibi ben de bi baska set yeni kararlarla girdim hadi hayirlisi. 2009un sonunda yazarim neleri yapabildigimi neleri yapamadigimi. bi bana mi bole geliyor yoksa okul bitip is hayatina girdikten sonra gunler mi kisaldi nedir ne cabucak geciyor seneler daha ben hic birseye alisip sindiremeden yilbasi kutlamalarinda buluyorum kendimi. yilbasi kutlamasi dedigim seylerde yanlis anlasilmasin bi turlu kabullenemedigim birseydir benim sene icinde giris ucreti odemeden girilen mekanlara 31 Aralik gecesi bi suru para verip girmek, ya da otellerde yilbasi merasimlerine katilmak.. hayir zaten o sikinti katilmakla sona ermiyor ki masadakilerle tanis olmak gerekiyor gunler oncesinden reservasyon yapiliyor ve masanin kadinlari arasinda basliyor kiyasiya bi rekabet, ne giyecek saci nasil olacak, ayakkabisi nasil olacak cantasi nasil olacak derken yilbasi gecesi bi dolu stress dolu geceye donusuyor. ben yilbasi kutlamalarini aileyle yenilen yemek ve sonrasinda arkadaslarla bi arkadasin evinde toplasip tabu oynamak, tv izlemek, cekirdek citlemek ve azicik bisiler icmek icin uydurulmus gece olarak goruyorum, iyi de oluyor, hem hasret gideriyorum esle dostla hem de yiyip icip egleniyorum...
Simdi 2009 kararlarimdan en azindan birini soylemeyi kendime borc bildim blogumun siz sevgili ve nadide okuyuculari icin. Daha cok yazacagim ankaraya gelmeyi beklemeden hamburgdayken de yazmayi planladim. ama dedigim gibi her yilin basinda bi karar verilir ve yilin sonunda bi bakilir ki karar daha ocak ayinda unutulmus. umarim benim ki ole olmaz.

hepinize saglik mutluluk dolu bir sene diliyorum.